Türkiye Tasarım Vakfı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığı protokoller kapsamında; depremden etkilenen Hatay’ın tarihi merkezinin yeniden hayat bulması için sürdürdüğü çalışmaları aktarmak üzere mimarlar, akademisyenler, yerel sivil toplum örgütleri ve Hataylı vatandaşlarla buluştu.
Türkiye Tasarım Vakfı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde; ulusal ve uluslararası alanda tarihçilerden, arkeologlardan, yer bilimcilerden, şehir plancılarından ve mimarlardan oluşan tasarım ve planlama iş birliği grubuna gönüllü liderlik ettiği ‘Hatay’ın İhyası’ sürecini, geniş katılımlı buluşmalarla kamuoyuna anlatmaya devam ediyor. Daha önce çok sayıda çalıştay ve halk buluşmaları düzenleyen Türkiye Tasarım Vakfı, 23 Aralık Cumartesi günü Kuzguncuk İskele’de mimarlar, akademisyenler, yerel sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve Hataylı vatandaşların katılımıyla bir bilgilendirme toplantısı yaptı.
Hatay’ın merkezini aslına uygun şekilde yeniden yapılandırmanın amaçlandığı çalışmalara ilişkin detayları aktaran Türkiye Tasarım Vakfı’nın etkinliğinde; katılımcılardan gelen mimari tasarım ölçekleri ve imar planları, kültürün mimariye yansıması, yerel halkın sürece dahil olması, mülkiyet hakkı, kent sistematiği, kamusal alanlar ve altyapı gibi konular tartışıldı.
“AFET SONRASI TASARIM”
Etkinliğin açılış konuşmasında görevini vakfın yönetim kurulu üyesi Furkan Demirci’ye devrettiğini açıklayan Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu şöyle konuştu: “Yeni dönemde Mütevelli Heyeti Üyesi olarak ASİ (Assembly for Synthesizing Innovation) organizasyonunun kuruluşunda yer alacağım. Antakya’nın ortasından geçen Asi nehrinden ilham aldığımız ASİ’yi; vakıf olarak kazandığımız afet sonrası tasarım ve planlama tecrübemizin dünyada benzer durumda olan şehirlere örnek olmasını amaçladığımız yeni bir uluslararası iş birliği organizasyonu olarak görüyoruz.”
“HEDEF 20 OCAK”
Hatay’ın İhyası sürecinin paydaşlarından Keym Kentsel Yenileme Merkezi Kurucu Ortağı Cem Yılmaz, etkinlikte şunları ifade etti:
“Depremde Hatay’ın merkezinin yüzde 80’i yıkıldı. Türkiye Tasarım Vakfı olarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığımız protokol kapsamında; ‘Hatay’ın İhyası’na gönüllü katkı için şehrin merkezinin tasarım ve planlama süreciyle kültürel varlıklarının korunması çalışmalarını üstlendik. Tasarım, planlama, mühendislik, sürdürülebilirlik ve tarihi miras gibi farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösteren dünyanın en iyi beyinlerini bir araya getirdiğimiz bir iş birliği grubuyla, bu tarihi süreci bölgede yaşayanların ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate alan kolektif bir disiplinle, katılımcı ve şeffaf bir şekilde yürütüyoruz. Tasarım ve planlama çalışmalarını 20 Ocak’a kadar tamamlamayı hedefliyoruz.”
“ÇOKLU ETKİLEŞİM VE İŞ BİRLİĞİ KÜLTÜRÜYLE ÇALIŞIYORUZ”
Sürecin bir diğer paydaşı DB Mimarlık Kurucu Ortak Bünyamin Derman ise şöyle konuştu: “Geniş mutabakatlara inandığımız için bugün burada meslektaşlarımızla ve akademisyenlerimizle bir araya gelmek, onların düşüncelerini dinlemek ve Hatay’ın geleceğini hep birlikte tartışmak bizim için çok kıymetli. Şu ana kadar Hatay’ın İhyası için ulusal, uluslararası ve yerel uzmanlarla birlikte oluşturduğumuz çalışma grubumuzla çalıştaylar ve Hatay halkının katkılarıyla çeşitli oturumlar düzenledik, düzenlemeye de devam edeceğiz.”
Derman, Hatay’da hem arkeolojik hem de demografik özellikleri dikkate alarak, dere yataklarını genişleterek, kentin hafızasını koruyarak, eski kent merkezindeki tarihi yerin dokusunu bozan yapıları ayıklayarak çoklu etkileşimle ve iş birliği kültürüyle bir tasarlama ve planlama çalışması yaptıklarını ifade etti.
Hatay’ın İhyası sürecinin mimarlarından Ömer Selçuk Baz, şöyle konuştu: “Ben, depremzede bir Antakyalıyım. Hatay’ın İhyası sürecinde çalıştığımız pilot bölgede hayatımın çok uzun bir dönemi geçtiği için bölgeyi her yönüyle çok iyi biliyorum. Depremden sonra her alanda bana düşen görev ne ise destek vermeye çalıştım, bunlardan biri de Hatay’ın İhyası süreci oldu. Çok doğru bir tasarım ve planlama yapıldığını gördüğüm çalışmaların yerel otoriteleri ve paydaşları da kapsayan şekilde ilerlemesi çok kıymetli.”