Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum: Türkçe birliğin dilidir, yeni anayasada bu değişmeyecek

“`html

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Türkçe’nin “Türkiye halkının” ayrılmaz bir bileşeni olduğunu ve pek çok insan tarafından benimsenen birleştirici dil olduğunu ifade etti.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesini hedef alan açıklamalarıyla dikkat çekerken, kamuoyunda “yeni anayasa” tartışmaları yankı bulmaya devam ediyor. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, anayasanın üçüncü maddesine sahip çıkarak, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” ifadesinin önemine vurgu yaptı.

Uçum, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının anadillerine, özellikle de Kürtçe’ye yönelik yasakların en yüksek seviyeye çıktığı 12 Eylül döneminin ardından, bu yasakların “Erdoğan devrimi” ile aşılmaya başlandığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Uçum’un paylaşımında yer alan ifadeler ise şöyle:

PAZAR YAZISI

EGEMENLİĞİN VE BİRLİĞİN DİLİ TÜRKÇE

Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkesler, Gürcüler; kısaca Türkiye’nin her topluluğu, Türkiye halkının vermek zorunda olduğu yapı taşlarıdır. Bu bağlamda, Türkçe de Türkiye halkının bir parçasıdır ve bu nedenle Türk Milletinin en temel unsuru olarak, ortak dil konumundadır. Türkiye’nin birliği için Türkçe’nin önemine dair hiçbir itiraz söz konusu değildir ve böyle bir itirazın nesnel bir dayanağı yoktur.

Egemenlik Türkiye halkına aittir ve bu durum, Türk Milletinin dili olan Türkçe’nin de egemen bir dil olduğu gerçeğini beraberinde getirir.

Türkçenin varlığı, devletin resmi dili ve eğitimde zorunlu dil olmasını gerektirir. Bu nedenle yeni anayasa, bu ilkeleri ihlal eden bir madde içermemelidir.

Öte yandan, her anadil, öğrenme ve kullanma hakkı olarak kabul edilmektedir. Demokrasiye sahip devletlerin görevi, bu noktada gerekli özgürlükleri sunmak ve isteğe bağlı taleplere imkan sağlamaktır.

Söz konusu yasaklar, yıllardır uygulanan inkar ve red politikalarının bir sonucu olarak mevcut haliyle, bireylerin anadillerinde eğitim görme ve bu dilleri kullanma haklarından mahrum kalmalarına neden olmuştur. 12 Eylül öncesi elde edilen Kürtçe sözlük ve Kürtçe dergi gibi kazanımlar, hukuki güvenceye ulaşamadıkları için kalıcı olamamıştır.

Bu yasaklar ve inkar politikaları, 12 Eylül döneminde zirve yapmıştır.

Aradan geçen yılların ardından, nihayet Erdoğan Devrimi süreci yaşanmıştır.

Ülkemizde farklı dillerin öğrenilmesi adına 2923 sayılı Kanun’la çeşitli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir ve bu çerçevede alınan idari kararların uygulamaları on yılı aşkın süredir sürdürülmektedir.

Toplumda dillerin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi adına, ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ dersi kapsamında Adiğece (Kiril alfabesi), Adiğece (Latin alfabesi), Abazaca, Kurmancca, Zazaca, Lazca, Gürcüce, Arnavutça ve Boşnakça dersleri sunulmaktadır.

Kürtçe (Kurmancca ve Zazaca) dersi, 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren uygulamaya girmiştir. Bu dersi destekleyecek eğitim materyalleri hazırlanmakta ve öğrencilere ücretsiz olarak ulaştırılmaktadır.

Bu açıdan:

  • Kürtçe dersi devlet okullarında seçmeli olarak alınabilmektedir.
  • Kürtçe dersi özel okullarda da seçmeli şekilde sunulmaktadır.
  • Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı/kültürü bölümleri mevcuttur.
  • Kürtçe dil kursları açma imkanı sağlanmıştır.
  • Kürtçede eğitim veren özel okulların açılması serbesttir.
  • Kürtçe’deki Türkçe’den farklı harflerin (Q, X, W) kullanımı desteklenmektedir.
  • Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından Türkçe-Kürtçe sözlükler hazırlanmıştır.
  • Anadil ile siyasi propaganda yapma özgürlüğü bulunmaktadır.
  • Kamu hizmetlerinde Kürtçe tercümanlık sunulmaktadır.
  • Kürtçe yayıncılık üzerindeki yasaklar kaldırılmıştır.
  • Yirmi dört saat açık Kürtçe yayın yapan bir devlet kanalı, bu devrin bir ürünüdür.
  • Kürtçe tiyatro oyunlarının sahnelenmesi için engeller kaldırılmıştır.
  • Kürt edebiyatının önemli eserleri Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanmaktadır.

Sayfalarca devam edebiliriz…

Bütün bunların ışığında, yeni anayasa taslağında Türkiye’deki tüm dil ve lehçelerin kazandığı bu özgürlüklerin anayasal bir güvence altına alınması gerektiği açıktır.

Sonuç olarak; Türkçenin egemen ve birleştirici tek dil olarak, devletin resmi dili olmasının kaçınılmaz bir sonucu vardır. Eğitimde de zorunlu olan dil Türkçe’dir. Bunun yanında, bu topraklarda kullanılan bir çok anadil ve lehçe, devlet tarafından sunulan özgürlüklerin yardımıyla güvence altına alınmıştır.

Editör Notu: Gönderilerdeki imla hataları ve yazım yanlışları bilinçli olarak düzeltilmemiştir.





CERN evrene dair neyi anlamamızı sağladı? | Prof. Dr. Sertaç Öztürk anlatıyor…



Günün öne çıkan haberleri…

TIKLAYIN – Kemal Kılıçdaroğlu yazdı: Şimdi “OBİT – Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” zamanı…

TIKLAYIN – Bakan Güler’den Suriye açıklaması: Yeni yönetime şans vermemiz gerekiyor, her türlü desteğe hazırız.

TIKLAYIN – Bakan Şimşek: Piyasadaki hakim gücünü kötüye kullananlara fırsat vermeyeceğiz.

TIKLAYIN – İşte AKP kulislerinde konuşulan rakamlar: En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?

TIKLAYIN – Ertuğrul Özkök | Şam istihbaratı: Colani neden Emevi Camisi’ne girmedi?

TIKLAYIN – İşte 2024 yılına damgasını vuran kelimeler.

TIKLAYIN – Bilim insanları açıkladı: Her kola içtiğinizde hayatınızdan 12 dakika kaybediyorsunuz.

TIKLAYIN – Mehmet Yaşin | Daldan dala mutfaktan notlar.

TIKLAYIN – “Talisca Fener’e çok yakın”; “Mourinho hata yaptı”; “Aslan’dan Skriniar atağı”: İşte günün spor manşetleri…

81 ilde ATM’lerde yeni dönem: O şifreler kabul edilmeyecek.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir