MÜJDE IŞIL – Bu hafta sinemalarımıza yeni bir cinli korku filmi geliyor: “Üç Harfliler: Nazar”. Filmin yönetmeni ise usta sinemacı İrfan Tözüm’ün kızı Melodi Tözüm. Tözüm, ilk uzun metraj yönetmenliğini anlatırken korku türünün son dönemdeki yükselişini de yorumladı.
■ İrfan Tözüm’ün kızı olmak sinemaya bakışınızı nasıl şekillendirdi?
Küçük yaştan itibaren film setlerinde çok vakit geçirdim. Yönetmenlik sanatını doğrudan gözlemleme imkânı buldum. Babamın filmlerini ve diğer klasik eserleri analiz ederek sinema dilinin inceliklerini ve farklı anlatım tekniklerini öğrendim. Kendi kimliğimi ve sanatsal vizyonumu oluşturmak için babamdan bağımsız bir yol çizmeye çalıştım. Sinema eğitimi almam ve farklı yönetmenlerle çalışma deneyimim olması, kendi bakış açımı geliştirmeme ve özgün bir tarz oluşturmama yardımcı oldu.
■ Son dönemde cinli korku filmleri salonlara egemen oldu. Bu yükselişi neye bağlıyorsunuz?
Türk toplumunun mistik ve manevi unsurlara olan ilgisi, doğaüstü ve metafiziksel unsurlara sahip cinli korku filmlerine olan ilgiyi de artırıyor. İslam dininin cinlere dair öğretileri ve bu varlıklara atfedilen inanışlar, bu tür filmlere olan ilgiyi besliyor. Görsel efektlerdeki gelişmeler, daha gerçekçi ve ürkütücü görsel deneyimler sunarak cinli korku filmlerinin etkisini artırıyor. Etkileyici ses efektleri ve müzik kullanımı filmin atmosferini, gerilim dozunu yükselterek izleyiciyi daha da içine çekiyor. Türkiye’de cinli korku filmlerinin salonlara egemen olmasının arkasında yatan tek bir sebepten bahsetmek zor. Bu yükseliş, kültürel ve dini faktörler, sinematografik gelişmeler, pazarlama stratejileri, başarılı örnekler ve izleyicilerin farklı türlere açık olması gibi birçok faktörün bir araya gelmesiyle açıklanabilir. Materyalist dünyadan kaçış ve maneviyata dönüş arayışı, doğaüstü ve metafiziksel unsurlara sahip cinli korku filmlerine olan ilgiyi artırıyor olabilir.
Melodi Tözüm’e göre korku türünün yükselişinde materyalist dünyadan kaçışın etkisi var.
■ Sizin filminizde seyirci, diğer cinli korku filmlerinden farklı neler izleyecek?
Yerel kültürden ve evrensel korkulardan yararlandık. Karakterler derinlikli ve gerçekçi bir şekilde işlendi. İzleyicinin empati kurabileceği iyi kurgulanmış karakterler yaratıldı. İzleyiciyi sadece anlık olarak korkutmak yerine uzun süre etkisinde kalacağı bir psikolojik gerilim yarattığımızı düşünüyorum.
■ Kadın bakışı, korku türünde fark yaratıyor mu sizce?
Kadınlar cinsel şiddet, taciz, aile içi şiddet gibi konularda daha fazla endişe duyabilirken, erkekler ise fiziksel tehditler ve ölümle ilgili korkulara daha yatkın. Kadınlar, duygusal dünyalarını ve psikolojilerini erkeklerden farklı şekilde deneyimler. Bu durum, kadın bakış açılı korku filmlerinde daha yoğun bir psikolojik gerilim yaratılmasına katkıda bulunuyor. Sembolizm ve metafor gibi unsurlar daha sık kullanılarak filmlere daha derinlikli bir anlam katıyorlar. Korku filmlerinde kadınlar genellikle kurban olarak temsil edilir. Biz bu klişeyi kırarak güçlü ve bağımsız kadın karakterler yaratmaya çalıştık. Kadın karakterlerin daha gerçekçi bir şekilde temsil edilmesine katkıda bulunduk.