Dünya tarlaların peşinde: Türkiye için kaygı verici

Batılı hükümetler tarihsel olarak gıda ve hammaddelerini güvence altına almak için küresel emtia piyasalarına güvenirken, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkeler farklı bir yol seçerek, doğrudan toprak satın alıyor.

Reaction dergisinde çıkan yorum yazısına göre, BAE bağlantılı şirketler 2008’den bu yana dünya genelinde yaklaşık 960 bin hektar tarım arazisini satın aldı. Örneğin Malta’da, 2018’de Emirlik hükümetiyle yakın bağları olan bir şirketin 56 bin hektarlık tarım arazisine 200 milyon avro ödediği ve 500 milyon avro yatırım taahhüdünde bulunduğu ortaya çıktı.

Çin de milyarlarca dolarlık yatırımla dünyanın farklı bölgelerinde toprak topluyor. Bir tahmine göre Çin’in tarım, ormancılık ve madencilik alanlarındaki denizaşırı arazi edinimleri 6,4 milyon hektara ulaştı. Bu rakam, yaklaşık Letonya büyüklüğünde bir alanı ifade ediyor.

Bu eğilimin ardında geçmişte yaşanan krizler var. 2007-2008’deki küresel gıda krizinde buğday fiyatları bir yılda iki katına çıkmıştı. Son olarak Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle 2022’de fiyatlar yeniden yükseldi. Uzmanlar, iklim değişikliğinin de ek baskı yaratacağını belirtiyor. Nature dergisinin tahminine göre küresel ürün verimi 2050’ye kadar yüzde sekiz, 2100’e kadar ise yüzde yirmi dört düşebilir.

“TÜRKİYE İÇİN TABLO KAYGI VERİCİ”

Reaction, olası yeni bir gıda krizinde arzın büyük bölümünün birkaç devletin kontrolünde olacağına dikkat çekiyor. Bu da, geri kalan ülkelerin ya sınırlı kaynaklar için rekabet etmesini ya da bu devletlerin şartlarını kabul etmesini zorunlu kılacak.

Türkiye açısından tablo kaygı verici. Son otuz yılda tarım alanları ülke genelinde yaklaşık yüzde on üç daraldı. Sadece son yirmi yıldaki kayıp 2,6 milyon hektarı buldu. Bir zamanlar “tarım ülkesi” olarak anılan Türkiye, kendi kendine yetebilme kapasitesini hızla yitiriyor.

Author: can tok