Ankara’nın yol haritasında iki köşetaşı bulunuyor. İsrail’i suçlarından dolayı cezalandırabilecek uluslararası mekanizma kurulması. Barış konferansının dünya gündemine taşınması.
İsrail’in insanlık suçuna varan eylemlerini sürdürdüğü 7 Ekim’den bu yana Türkiye, acil ve kalıcı ateşkes vurgusu yaparken Batı, Tel Aviv’in uyguladığı zulme destek verdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın aylar önce dile getirdiği savaşın bölgeye yayılması yönündeki uyarıları gerçeğe dönüşmeye başladı.
7 Ekim’den bu yana 5. kez Ortadoğu turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın İsrail ile Filistin arasında kalıcı bir barış tesis edilebilmesi için diplomatik görüşmeler de yapacağı bildirildi. İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron da İstanbul’daki temaslarının ardından iki devletli çözümü vurgulamaya başladı.
YAPTIRIM MEKANİZMASI
İsrail’in dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği katliam vicdanları kanatırken, Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı nezdinde İsrail aleyhine Soykırım Sözleşmesi’nin ihlali gerekçesiyle dava açtı. Mahkeme, İsrail’in Gazze sakinlerine yönelik öldürme, saldırı ve yıkımla ilgili her türlü eylemden kaçınması ve soykırımı önlemek için tüm tedbirleri almasına hükmetti.
Uluslararası sistemin çaresizliği Gazze zulmü ile ayyuka çıktı. Ankara, İsrail hükümeti ve insanlığa karşı suç işleyen tüm yapıların ciddi yaptırıma tabi tutulmasını sağlayacak bir sistemin kurulması gerektiğine dikkati çekiyor.
KÜRESEL KONFERANS ÖNERİSİ
Sabah’ın haberine göre; Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bölgede etkili tüm aktörlerin yer alacağı bir ‘Uluslararası Filistin-İsrail Barış Konferansı’ düzenlenmesini öneriyoruz” sözleriyle açıkladığı öneri dünya gündemine taşınacak.
Barış Konferansı’nın düzenlenmesine karşı yüksek sesle itiraz edilmese de Batı çatışmanın taraflarından biri olan Hamas’ın konferansta yer almasına karşı çıkılıyor. Türkiye barış için ayrıca insani, siyasi ve askeri varlığıyla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazır olduğunu da kayda geçiriyor.